Bank
Annem akşam olsa da yatsak derdi hep. Uykusu geldiği an uyurdu. Gün doğmadan uyanırdı. Hala öyle. Ben de azıcı şey öğrendiğim hayattan bunları öğrendim. Uykun gelince uyuyabiliyorsan özgürsün. Uyuyacaksın. Bank bulunca oturacaksın. Hele hele ormanın içinde bir bank bulduysan hemen. Bakacaksın duyacaksın.
Bazen görüneni ardına geçiyoruz ya hani. Bir resim gösteriyorlar bize ya da fotoğraf. (galiba iki kullanım da doğru) O fotoğrafın ardını görüyoruz. Bu banka oturdum ben. Yapraklara uçmayan kuşlara nehirden gelen sese henüz tam doğmayan güneşe baktım. Başka birisi de bu banka bakınca bunları görmese de başka bir güzellik görsün istedim. Neler gördüğünü merak ettim. Herkes bir şeyleri merak eder tabi de galiba yaşadıklarımızı başka biri yaşasa ne olur acaba diye de bir merağımız var galiba. Ne olurdu mesela benim yerime başka biri olsa burada. Ya da ben benden önce burada oturan adama ne kadar benziyorum ne kadar benzemiyorum aslında.
Onu ne kadar taklit ettim o kendinden önce kimi gördü. Bir taklit üzerine bir hayat kuruyor muyuz kurmuyoruz bilmiyorum ama sanki herkes bir şekilde aynı banklardan aynı yorgunluklardan aynı uyanan güneşlerden aynı kahve kokularından gelip geçiyor. Birbrimize azıcık azıcık benzediğimizen mi yalnız hissederken kalabalık da hissediyoruz.
gevezelik.
Var olsun banklar.
Sağ olsun uyanan güneşler.
Yorumlar
Yorum Gönder