Yemek vakti


 Futbolcuların antremanlarda oynadığı bir oyun var. Birbirlerine doğtu topu yuvarlıyorlar, karşılarındaki hamle yapınca topu geri çekiyorlar. Amaç son ana kadar kıpırdamamak. Kolay değil bence. Gelen bir cisme umut bağlamak bile çok zorken hareketsiz beklemek bence daha da zor. Tabi bu işin eğlenceli kısmı. 


Benzinliğe girince orada ikişerli üçerli gruplar halinde bekleyen meksikalılar da gelen arabanın onları bir işe götüreceğini umut ediyor. Biraz hareketleniyorlar ama araba onlara uğramayıp benzinlikten  kendince bir şeyler alıp yoluna gidince muhabbetlerine geri dönüyorlar. Genellikle bol  şekerli kahve içiyorlar. Kat kar giyiniyorlar. 


Bir gökdelen yapımında yemek yiyen işçilere bakınca aklıma  umutlandığım bir an da yaptığım ya da içine düştüğüm  ufak, anlamsız  haller geliyor. 


Büyük buhran, açlık sefillik parasızlık. Göğün tepesinde yemek vakti. Uzun zaman bu fotoğraf anonimdi. Yüzlerindeki ifadeyi bütün dünyanın bildiği bu işçileri kimin dünyaya tanıttığı bilinmiyordu. 


Muhtemelen beraber bekledikleri işçiler bu adamlar gökte yemek yerken yaklaşan bir arabaya ya da adama umutla bakıyorlardı. 


Bütün bunları, temiz ellerimi, demir kokmayan ellerimi, kahve kokan masamı, çiş kokan sokakları her şeyi. 


Bazen böyledir. Başkası adına dertlenmek kendimize dertlenmekten kolaydır. Bütün göçmenler esmer, bütün işçiler zayıf, bütün anneler güzeldir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Akşamı

Dil Bizi Çağırıyor

Gökçe Akçelik için