Yatak, kamyonet ve ben.


 Bir apartman dairesinde sadece yatakla birkaç gün geçirmiştik. Sonradan masa, koltuk ve başka eşyalar eklendi. Şimdi düşününce her yer eşya her yer malzeme. 


İnsan biriktiriyor, sonra onlardan kurtulmaya çalışıyor ne acı. Oysa az insan az eşya az dert az kalabalık ne güzel. Hoş belki de eskimiştir. Her şeyin bir ömrü var neticede. 


Uzun bir süre beraber gittik bu abiyle. Beş on dakika. Beş on dakika uzun mu bir yoldan gitmek için emin olamadım.  Ama en nihayetinde o önde ben arkada, yatak önde ben arkada. Uykulu. 


Uyusam ve bir yatakta olsam diye geçirdim. Yatakta olmayı belirttim ki her yerde uyuyabilirim. Vazgeçtim. Sonra o başka yola saptı. Benim uykum kaçtı. 


Bir yatak bir kamyon ve ben bir yoldayız. Bu kimseyi alakadar etmez aslında. 


Burada bu eşyaları birilerine ücretsiz ya da uygum fiyata satmayı çok önemsiyorlar. Birine eski olan diğerine şenlik olabiliyor. Eşyaya tamah pek yok. Benim gördüğüm o en azından. 


Sonuç olarak, bir yatakla başlıyor her şey. Bir yatağın evden gitmesiyle bitmiyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Akşamı

Dil Bizi Çağırıyor

Gökçe Akçelik için