Amerika'nın ağaçlarını da bizim tahtacılar mı kesiyordur?
Akasya ormanında çalışan tahtacılar vardı. Sterler şiir gibi uzanıyordu. Kara kara bakıyordu Ali amca. Her gidişimizde babamla hayvan lafı ediyorlardı. Katırları, eşekleri, nacakları, ağaç motorları. Türküleri. Ağaçtan çocuklarına yaptıkları oyuncakları. Baya yer etmişti çocukluk hafızamda. Sonrasında da ilgilenmiştim hatta bu konuyla. Güzel de bir belgesel izlemiştim. "Tahtacı Fatma" diye. https://youtu.be/D62eCwcSIIU İzlemek isterseniz tavsiye ederim. Süha Arın belgeseli. Tam bununla ilgili olmasa da Kadir İnanır, Selçuk Özer ile Serpil Çakmaklı'nın "Tomruk" filmi vardı. https://youtu.be/cO0ht99h8Mk bence bunu da izleyin.
Tahtacılar bazı günler çalışmazlardı. Hangi gündü unuttum. Barakada olup da bu kadar düzenli yaşayan insan hayatım boyunca görmedim. Orada yediğim yemekleri unutmuyorum. Ağacı seven, suyu kirletmeyen, sözü ballı, muhabbeti dallı insanlar. Işıklarda beklerken onları hatırladım. Burada da ster halinde odun satıyorlar. Şöminede yakmak için herhalde. Tabi bu odunları buranın tahtacıları yapıyor mudur bilmiyorum. Umarım yapıyordur. Amerikalılar da kocaman evlerin salonlarında çıtır çıtır odun yakıp, sıcak bir şeyler içiyorlardır. Amerikan mutfakta bulunan ortadaki adacığın üzerinde karıncaların basacağı donutun üzerine odunun kokusu yayılıyordur.
Belki de bizim tahtacıların uzak akrabaları aynı yağmurlu günde bakarasından hesap kitap yapıyordur. Bağdaş kurmuştur. Ada çayı içiyordur. İçilenler, susulanlar, dinlenilenler değişir insan değişmez.
O akasya ormanları yerinde duruyor mudur. Tahtacılar hangi ağaca yörük masalı anlatıyordur. Belki de masallar gibi türkmenler de geziyordur. Kim bilir.
Yorumlar
Yorum Gönder